Çanakkale Savaşı’nın izlerini taşıyan iki köy açık hava sergisi gibi

Çanakkale Savaşı’nın üzerinden 18 Mart’ta 109 yıl geçecek olmasına rağmen savaşın izleri ilk günkü tazeliğini koruyor. Gelibolu Yarımadası’nda Osmanlı İmparatorluğu ile İtilaf Devletleri arasında yapılan deniz ve kara savaşları bölgede büyük tahribata yol açtı. Bir dönem savaş bölgesi içine giren Çanakkale’nin Eceabat ilçesine bağlı Küçükanafarta ve Büyükanafarta köyleri de bu tahribattan etkilenen yerler oldu…

Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi Tarih Bölümü’den öğretim üyesi Dr. Mithat Atabay, Küçükanafarta ve Büyükanafarta köylerinde yaşayanların, karaya oturan teknelerin tahtaları, dekovil hatlarının rayları, top mermisi kovanları gibi savaştan geride kalan pek çok şeyi yapı malzemesi olarak kullandığını belirtip, bu sayede Çanakkale Savaşı’nın izlerinin bugüne kadar ulaşmaya başardığını söyledi.

“SAVAŞ MALZEMELERİ KÖYLERİN İÇERİSİNE DÜŞTÜ”

Büyükanafarta ve Küçükanafarta köylerinin 6 Ağustos 1915 tarihi itibarıyla savaş bölgesi içine girdiğini belirten Dr. Atabay, şunları söyledi:

“İngiliz birlikleri 6 Ağustos’ta Suvla, Anafarta kıyılarına asker çıkardı ve bu çerçevede de çeşitli birlikler karaya çıkmış oldu. Ayrıca karaya malzeme çıkarırken de ‘dekovil hattı’ dediğimiz hatları döşediler. Burada savaş 20 Aralık’a kadar devam etti. Bu bağlamda çok sayıda savaş malzemesi orada bulunan köylerin içerisine düştü.”

“Savaş bittikten sonra o bölge halkı normale döndükten sonra bu savaş malzemelerini kendi günlük hayatında da kullanmaya başladı. Özellikle evler tahrip olmuştu. O evlerin tekrar taşlarla yapılması, tavanlarının örülmesi konusunda kıyıda batan ya da kıyıya çok yakın olan teknelerin malzemelerinden yararlandılar.”

“Aynı zamanda dekovil hatlarının demir raylarını tavan malzemesi olarak kullandılar. Ayrıca içi boşalmış olan demir malzemeler ile top mermilerini de özellikle hayvan barınaklarında ve evlerin bazı kesimlerinde kullanarak günümüze kadar gelmesini sağladılar.”

“Bugün Küçükanafarta ve Büyükanafarta köyüne giderseniz orada bu malzemeleri evlerin yapı malzemesi olarak görmek mümkündür. Köylülerden bazıları da bunları savaş malzemesi galerisi haline getirerek gelen ziyaretçilerin görmesini sağlıyor. O nedenle Küçükanafarta ve Büyükanafarta köyü adeta 1915 yılının bir açık sergi alanı olarak görülebilir.”

“İNGİLİZLERİN BIRAKTIĞI GEMİLER VARDI”

Küçükanafarta köyünde yaşayan 70 yaşındaki Ersümer Karanfil de şöyle konuştu:

“Evler yıkıldı, yerle bir oldu. Köylüler evlerine geri döndüğünde taştan başka hiçbir şey olmadığını gördü. Bu sefer deniz boylarında İngilizlerin bıraktığı malzemeler, gemiler vardı. İmece usulü gemilerin tahtaları, bölgede bulunan rayları, yani işine yarayan şeyleri, askerin arazide bıraktığı malzemeleri köylerine taşıdılar ve imece usulüyle köyü kurdular.”

“Köyü kurarken ray demirlerini hatıl olarak kullandılar. Karaya vuran salları parçalayarak tahta haline getirdiler. Bu malzemelerle köydeki evleri 2 katlı olarak yaptılar. Küçükanafarta ve Büyükanafarta köylerindeki evlerin çatılarının hepsi gemilerden sökülen ağaçlardan, üzerlerindeki çinkolar bile savaştan kalma.”